Para Miktarı Tanımları

Para teorisi ve politikasının çok tartışmalı konularından biri de ekonomideki para miktarının tanımlanmasıdır. Hemen belirtelim ki, henüz üzerinde görüş birliği sağlanmış bir para miktarı tanımı bulunmamaktadır. Günümüzde para miktarını ifade etmek üzere değişik tanımların kullanıldığını görmekteyiz.

Değişik para tanımlan, her şeyden önce iki temel kategoride ele alınabilir.

11 Arz edilen para miktarı,

2. Talep edilen para miktarı.

Arz edilen para miktarı, parasal sistemin, yani Merkez Bankası ile ticari bankaların birlikte ürettiği para miktarıdır.

Talep edilen para ise, ekonominin elde tutmayı arzu ettiği para miktarıdır. Denge halinde, ekonomide arz edilen para ile talep edilen paranın eşit olacağına işaret edelim.

Arz edilen ve talep edilen para miktarını ifade eden tanımlara geçmeden önce, bu tanımları

ASLÎ PARA KAYDI PARA

Ekonomide üretilen paranın iki türü bulunmaktadır: Asli para, kaydî para… Asli para. Merkez bankası tarafından üretilir. Kaydî para üretiminin iki üreticisi bulunmaktadır: merkez bankası ve ticari bankalar.

Aslî para olarak tanımlanan ufaklık ve banknot para, fiziki bir obje ile temsil edildiği için; oldukça kolay anlaşılabilen, ölçülebilen ve ekonomideki etkileri oldukça net olarak izlenebilen bir büyüklüktür. (Ufaklık ve banknotları, meıkez bankası darphanede bastırıp, faiz karşılığında kredi bankalara olarak verir. Ufaklık ve banknotlar altın ve döviz karşılığındada piyasaya sürülebilir.) Şu halde paraya ihtiyacı olanlar da bunu bankalardan kredi şeklinde veya altın ve döviz bozdurarak temin edebilecekleri gibi çalışarak da kazanabilirler. Kişiler, paralarını nakit olarak veya bankada mevduat olarak tutabilirler. Kişilerin nakit miktarını (C), bankalar mevduatını (D) ile tanımlarsak, (C+D) kişilerin toplam parasını verir.

Bu oranların değişmesi, ekonomideki kaydî para arzı üzerinde etkili olan bir faktördür. Çünkü (C)’yi artıran bir kişi, (D)’yi düşürecektir. (D) ise bankaların para yaratma sürecinde çok önemli bir rol oynar. Bir örnekle açıklayalım. Bir kişi nakit ihtiyacının belirli bir bölümünü, örneğin 10.000 TL’yı bankaya mevduat olarak yatırsın. Bu durumda banka, 10.000 TL de nakit girişi sağlarken, 10.000 TL mevduat şeklinde yükümlülük altına girecektir.

Şüphesiz ki bu kaynağı ele geçiren A bankası, bunu değerlendirmeye çalışacaktır. Ancak her banka, sağladığı mevduatın belirli bir kısmını; kanuni karşılık ve günlük kasa ihtiyacı olarak tutmak mecburiyetindedir. Bunları “gerekli rezervler” olarak tanımlayabiliriz. Diyelim ki, bu miktar toplam mevduatın %20’si oranında, yani 2.000 TL’dır. Şimdi banka, bu miktarın dışındaki kısmı başka bir kişiye kredi olarak versin. Kredi vermek, o kişiye mevduat açmak demektir.

Related Posts

Leave us a reply