Para Teorisi Ve Para Politikası Tanımları

Para teorisi, para miktarındaki ve faiz oranlarındaki değişimlerin parasal (nominal) milli gelir üzerindeki etkilerini inceler. Hemen ifade edelim ki, nominal milli gelir ile, ekonominin diğer büyüklükleri arasında çok değişik ilişkiler kurulabilir: Nominal milli gelirdeki değişim, ekonomideki reel üretim, istihdam, ithalat ve ihracat hacmindeki değişim ile ilişkili olabilir. Nominal gelirdeki değişim, bütün bunlardan bağımsız olarak, para talebindeki değişmeden de kaynaklanabilir; veya ekonomideki para miktarı, yükselerek milli geliri artırabilir ve gelir artışı yukarıda saydığımız büyüklükleri etkileyebilir. Bunların dışında Para arzındaki değişmenin etkisi, nominal gelir artışı ile de sınırlı kalabilir.

Bütün bunlar, para teorisinin, inceleyip sistematik olarak kavramaya çalıştığı ilişkilerdir.

Para teorisi, “mutlak fiyatlardaki değişimleri ve bunların ekonomik sonuçlarını inceleyen bilim dalı” şeklinde de ifade edilebilir.

Bu tanıma göre, fiyat teorisi ile para teorisi arasında bir işbölümü oluşmaktadır. Para teorisi, mutlak fiyatları sorgularken, fiyat teorisi, nispî fiyatların oluşumunu ve değişimini inceler.

Örneğin, fiyat teorisi, bir litre süt ile bir kilo unun değişim oranının nasıl meydana geldiğini ve bu orandaki değişimin, hangi sebeplerle oluşabileceğini sorgular. Kısaca fiyat teorisi, reel fiyatların oluşumunu inceler. Reel fiyatlar, nispî fiyatlar olarak da tanımlanır.

Bu bağlamda, para teorisinin en ilginç ve çok tartışmalı sorusu, ekonomideki mutlak fiyatları belirlemede en önemli büyüklük olan para miktarının, mutlak fiyatlar yanında, nispî fiyatları da değiştirip değiştirmediğidir.

Şu halde, para teorisinin iki önemli araştırma konusu oluşmaktadır; ilki, mutlak fiyatlar ile yürürlükteki para biriminin değerini araştıran, para değeri teorisidir. İkincisi, mutlak fiyatlardaki değişmelerin, nispî fiyatları ve reel büyüklükleri ne şekilde etkilediğini sorgulayan para etkisi teorisidir. Açıkça ifade edilsin veya edilmesin, her para teorisi bu iki bölümden oluşur.

Para politikası ise, para miktarı ve faizlerin ne şekilde yönlendirilmesi gerektiğini sorgular. Para miktarı ve faizlerin yönlendirilmesi, nominal milli gelir düzeyi ile ilişkili bir çerçevede ele alınır. Şu halde para politikası, nominal milli gelirin bilinçli ve sistematik bir şekilde yönlendirilmesini amaçlar. Para politikasının son hedefi, nominal milli gelir ile ilişkili olan bir başka büyüklük olabilir veya sadece nominal milli gelir düzeyi ile sınırlı tutulabilir. Diğer deyişle, para politikası, sadece (Geleneksel yaklaşımlarda olduğu üzere) fiyat istikrarını hedef alabileceği gibi, başka hedeflerede yönelebilir. Örneğin para politikası (Keynesci görüşlerde olduğu üzere); iktisadi büyüme, istihdam gibi diğer bazı makro politika hedefleri içerebilir.

Aslında gelir, piyasada mal ve hizmet üretimi ve mübadelesi sonucu oluşur. Şu halde nominal milli geliri yönlendirmeye yönelik para politikaları, piyasa ekonomisine bir müdahale anlamına gelir.

Aslında emisyon ve kaydi para üretimine dayalı çağdaş parasal rejimlerin salt varlığı dahi, ideal piyasa ekonomisi düzenini zedeleyen bir olgudur. Çünkü, arkasında reel bir değer bulunmayan emisyon ve arkasında reel tasarruf bulunmayan bankaların kaydi para üretimi, piyasalarda üretilmemiş olan alım gücünü temsil ederler. Piyasalardan kaynaklanmayan bu alım gücünün, piyasalarda etkin olması şüphesiz ki, piyasa düzenine bir müdahale anlamına gelmektedir.

Bilimsel para teorisinin geçmişini ve bugününü incelediğimizde iki temel oluşumu görmekteyiz.

i) Birinci oluşum içinde yer alan görüşler, modern para rejimlerinin yukarıda ifade ettiğimiz özelliğini kabullenmişler, emisyon ve kaydi para üretiminin piyasa ekonomisi üzerindeki sonuçlarını asgari düzeyde tutacak arayışlara yönelmişlerdir. Bunların son hedefi, piyasa ilişkilerini etkilemeyen bir parasal rejim oluşturmaktır. Parasalcı (Monetarist) olarak tanımlanan görüşlerin çalışmaları ve önerileri bu doğrultuda değerlendirilebilir.

ii) ikinci oluşumda yer alan ve Keynesci başlığı altında bilinen oluşumlar; emisyon ve kaydi para üretimini yönlendirerek, piyasa ekonomisinin performansını artırmayı amaçlamaktadırlar.

 

 

Related Posts

Leave us a reply