Parasal Kesimin Finansal Sistem İçindeki Konumu
- Posted by Maliadmin
- Posted in Para PolitikasıTam Tasdik
Parasal Kesimin Finansal Sistem İçindeki Konumu
Finansal sistem, ekonomide tasarruf sahibi birimler ile kaynak açığı olan birimler arasındaki ilişkilerin tümünü kavrar. Bu iki temel kesim arasındaki ilişkiler, üç temel piyasada kurulur.
1) Tasarruf sahipleri ve fon ihtiyacı içindeki kesimler, menkul değerler piyasasında (sermaye piyasasında) buluşabilirler.
2) Bu iki kesim arasındaki finansman hareketi, parasal aracı kurumları vasıtası ile sağlanabilir. Parasal aracı kurumlar, kaydi para yaratan kurumlardır. Yani bunlar, mevduat toplayıp,mevduat (kredi) üreten kuruluşlardır. Bunlar, merkez bankası ile doğrudan ilişki içinde, piyasanın para ihtiyacını karşılarlar ve kredi üretirler.
3) îki kesim arasındaki ilişki, para üretmeyen aracı kuruluşlar tarafından da sağlanabilir. Başta bankerler olmak üzere, çeşitli sandıklar bu kapsamda yer alır ve parasal olmayan finansal aracı kuruluşlar olarak tanımlanırlar.
Bu sistem içinde merkez bankaları, özellikle parasal aracı kuruluşlar vasıtası ile finansal sistemi etkilerler.
Parasal aracı kuruluşlar, yani bankalar, küçük ve kısa vadeli fonları toplayarak, bunlardan uzun vadeli ödünç verilebilir fonlar üretirler. Banka kesimi, bu küçük ve kısa vadeli fonları ekonominin kullanımına sunarak önemli bir hizmet üretirler. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, banka kesiminin bu şekilde ekonominin hizmetine sunduğu fonların arkasında reel tasarrufların bulunmasıdır.
Diğer taraftan bankaların fonları piyasalardan topladıkları mevduatlar ile sınırlı değildir. Bankaların ödemeleri bazen nakit şeklinde olmakla birlikte, çoğunlukla hesaptan hesaba nakil şeklindedir. Yani bir bankanın yaptığı ödeme; ya kendi içinde bir müşteri hesabından diğerine, ya da kendisine ait bir müşteri hesabından başka bir bankanın müşteri hesabına, nakil şeklinde olabilir.
Bu şekilde, banka sistemi, ödemelerinin büyük bir kısmını, nakit çıkışı gerektirmeden gerçekleştirebilmektedir.
Böylece nakit gereksinimini düşüren banka sistemi, topladığı fonların üzerinde kredi açabilecek konuma gelmektedir. Buna banka kesiminin kaydi para yaratması denir. Burada önemli olan nokta, kaydi paranın arkasında, reel tasarrufların bulunmamasıdır. Şu halde banka kesimi, gerçek bir üretim karşılığı oluşmuş bir gelir olmadan, açtığı krediler ile alım gücü yaratabilmektedir. Finansal sistemin diğer iki piyasası ise, ancak reel tasarrufları değerlendirirler.
Parasal kesim, ürettiği kaydi para miktarını ayarlayabilir ve fon maliyetlerinin düzeyini geniş ölçüde kendi insiyatifinde belirleyebilir. Finansal sistemin diğer piyasalarında, fon fîyatlaması, anonim piyasalarda oluşur.
Şu halde parasal kesim, piyasa koşulları dışına çıkma kabiliyetinde ve eğiliminde bir konumdadır. Buna karşılık sermaye piyasasını ve parasal olmayan aracı kurumları, piyasa koşullarını uygun şartlarda finansal hizmetler üreten kurumlar olarak görebiliriz. Bu piyasalar, eksik rekabet şartlarında dahi (belirli ölçüde) piyasaların denetimindedir.
Para teorisinde, finansal sistemin bu değişik piyasaları farklı değerlendirmelere konu olmaktadır:
– Bazı yaklaşımlarda, ekonomideki gelişmeleri izleyebilmek için parasal aracı kesimin faliyetlerini izlemek, yeterli görülmektedir. Parasalcı yaklaşımlarda parasal kesimin ürettiği para miktarı, ekonomideki harcama eğilimini yansıtan anlamlı bir gösterge olarak kabul edilir. Buna göre, ülkenin özelliklerine uygun bir para stoğu (M-l, M-2, M-3 veya bir başka büyüklük) belirlenir. Söz gelimi, M-l, ekonomideki en anlamlı para stoğu göstergesi olarak seçilmiş ise, M-l’deki gelişmelere bakarak, ekonomideki değişmeleri izleyebileceğimiz öne sürülür. Şöyle ki, M-l deki artış, ekonomide harcamaların arttığına, düşme ise, harcamaların azaldığına ve ekonomik faliyetin yavaşladığına işaret edecektir.
– Keynesci olarak tanımlanan yaklaşımlarda ise bu tip parasal göstergelerin ekonomik gelişmeleri yansıtmakta yeterli olmadığı kabul edilir. Bu yaklaşımlarda, finansal aracı kurumlar arasında ayırım yapılmaz; ekonomik gelişmeyi izleyebilmek için, finansal kesimin bütün olarak incelenmesi gerektiği savunulur. Yani sadece para stoğu yerine, para yakını araçları da içeren bir büyüklük olan, ekonomideki toplam likiditenin izlenmesi gerektiği savunulur.
Leave us a reply